Uyandığınızı, rengarenk çiçeklerin arasında yürüdüğünüzü, toprağa dokunduğunuzu hayal edin… Sadece hayal etmesi bile yüzünüzde kocaman bir gülümseme oluşturdu değil mi?

Günümüzün hayat koşulları hepimizin doğaya olan özlemini artırdı. İş ve aş için büyükşehirlere göçenler, her geçen gün köylerine daha fazla özlem duyar oldu. Artık hepimizin, doğaya özlem duymamız, geçmişimizi özlememiz için çok daha fazla geçerli nedeni var.

İşte bu nedenlerle, 100 yıl öncesinin köy hayatını “Altınköy” projesi ile Ankaralıların ayağına getirdik. Anadolu’nun bir köyün de ne varsa, hepsi bu köyde de var. Her yıl büyüyerek 1000 dönüm alana ulaşan Altınköy, herkesi şehrin göbeğinde ama şehrin stresinden çok uzakta bir köye davet ediyor.

Sizi, çocuklarınızla birlikte ailecek, günlük telaşınızdan, stresinizden kurtulup bir kaç saatliğine mis gibi köy havası solumaya davet ediyoruz. Gönlünüzce vakit geçirebileceğiniz, çocukluğunuza dair özlemlerinizi giderebileceğiniz, Altınköy  sizleri bekliyor.

Kendi çocuklarınıza sütün fabrikada üretilmediğini, patlıcanın ağaçtan koparılmadığını, elmanın toprakta yetişmediğini, yumurtanın tavuktan çıktığını, ekmeğin undan, unun buğdaydan yapıldığını göstererek anlatabileceğiniz, doğası ve doğallığı ile Altınköy, Türkiye’de bir ilk…

Bu güzelliklere sizler de yakından şahit olun. Haydi gelin köyümüze geri dönelim…